23 Ekim 2012 Salı

Ve Burgaz'da...


   Bir bayram öncesinde göze batan resme bakmak bile insanın yüreğini buruyor…
   Resimde; sel sularının teslim aldığı kasabanın evleri, çocuk parkının ardında uzayıp gidiyor...
   Sarı plastikten kaydıraklar, kırmızı salıncaklar bomboş…
   Kırmızı bir kamyonet yolda kalmış ve resimde hiç insan yok…
   İki yanından iki ayrı dere geçen Büyükkarıştıran’da üç kişi sel suları nedeniyle yaşamını yitirmiş.
   Sel çekildikten sonra ise; çamur…
   Evet, çok yağdı; yağmur aniden bastırdı ama can kaybı neden?
   Sorumlu kim?
   Yerel yönetim mi?
   Köylerde tarlalarını sulamak için dere yatağına çalı çırpı ile set yapan çiftçiler mi?
   Önceden olacakları göremeyenlerin üzülmeleri yeterli değil.
   Hepsinin yaşamı o topraklarda geçmiş, öncesini bilen kişiler onlar… 
   Burgaz farklı mı?
   Düşünün…
   Aynı selin Karaağaç’tan, Hamzabey’den ve Celaliye’den, Burgaz’a doğru akan derelerden kopup geldiğini düşünün!..
   “İstenmez” elbet ama yerel yöneticilerin beklemesi, hazırlıklı olması gereken doğal afetler bunlar…
   Adı üstünde “doğal”…
   Ve Burgaz’ı…
   Daha düne kadar “taşkın alanı içinde” diyerek imar izni verilmeyen alana yapılan o “çok uluslu marketi”, yanı başındaki “Pazaryeri ve Semt Merkezini”, “Yıldızlar Spor Akademisini” ile son yıllarda Lüleburgaz Deresi’nin yanı başında yükseliveren siteleri düşünün…
   Atıksu Arıtma Tesisi’nin yerini taşkın tehlikesi nedeniyle değiştiren yöneticinin bunları düşünmemesi ve yeni imar planlarında kent merkezini o alana kaydırması en hafifiyle aymazlık.