14 Eylül 2010 Salı

OKYANUS ÖTESİ

Halk oylamasında on beş milyon seçmenin oyu hesapta yok, tutmuşlar “Kemal Kılıçdaroğlu oy kullanamamış” diye eleştiri getiriyorlar.
Seçmen listelerinden çıkarılan kişi bir tek Kılıçdaroğlu değil ki!
Babaeski’de “abimgiller”i de silmişlerdi seçmenlikten. Az - buz değil, dört adet “hayır” oyu...
Garibim iki gün uğraştı, hakim kararı ile yeniden yazdırdı kendisini ve ailesini...
Aileden biri, çalışma arkadaşları veya sekreterleri uyardığı için değil; emekli adam, zamanı bol...
Tek başına mitinglerle de dolaşmadı, tüm yurdu...
Referandum öncesi bir telefon: “Gördün mü gazeteleri, Başbakan başkanlık sistemi tartışılmalı demiş de manşet yapmışlar”, diyordu...
Kimse görmedi Başbakanın bu itirafını...
Çok önemliydi.
Öyle ya başkanlık sistemi tüm Cumhuriyet’i değiştirecekti.
Cumhurun yani halkın başkanlığı yerine değiştirilen devletin, eyaletlerden oluşacak devletin başkanı olacaktı.
İstedikleri değil miydi küresel sömürgecilerin?
Böl ve yönet...
Planlanmış, zamanlanmış adımlar...
Bir bakıyorsunuz sivri bir demeç...
Diyarbakır’da Baydemir söylemişti ilk kez. “... belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı-kırmızı-yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?” demişti.
Peşinden söküldü geldi; “Özerk Kürdistan!”...
Diğer yandan, gelenden gidenden okyanus ötesine yağcılık...
Amerikan İslamı’na göndermeler...
“Etnik sorunların dini birlik üzerinden çözülmesi” çabaları...
Bankasından donuna kadar küresel sermayeye bağlanmış bir ülkede, bağımsız bir politika ve ona uygun bağımsız bir ekonomi ummak artık koca bir hayal...