10 Kasım 2009 Salı

ATATÜRK, TAM BAĞIMSIZLIKTIR.

Atatürk’ü sevmek zor…
Atatürk deyince akla tam bağımsızlık gelir.
Sever mi, ab’ci, abd’ci liboşlar?
Atatürk deyince akla bilimsellik ve akılcılık gelir.
Sever mi, Takkiyeciler, Nurcular, Feth-ullahçılar?
Atatürk deyince akla milli birlik gelir.
Sever mi açılımcılar, Kürtçüler, Ermeniciler?
İşte o yüzden Atatürk, Saidi Nursi’ye göre “deccal”dır, yani “insanlığı kötülüğe ve imansızlığa yönelteceğine inanılan hükümdar”dır.
İşte bu yüzden Necip Fazıl, Atatürk’ün manevi şahsına hakaret suçundan hüküm giymiştir.
Ab’ciler, abd’ciler neden istemez Atatürk’ü?
Uyum bahanesiyle okullardaki ve tüm kamu kuruluşlarındaki Atatürk resimlerinin kaldırılmasını, ders kitaplarından silinmesini neden isterler?
“Atatürk’ü diktatör olarak niteleyen” yazıları neden yazar Ahmet? Neden Sabah’taki köşesinde “Vahdittin Atatürk’e kaç para verdi?” diye yazılar yazar Mehmet ve babaları Çetin Altan “Atatürk bilim adamı değil, ne bilsin laikliği! Yoksul adam laik olmaz. Bunu Mustafa Kemal’in bilmesi mümkün değildi” diye neden kendini ortaya atar?
“Ama 10 Kasım, günlerden birisidir ve tatil günü değildir. 10 Kasım, bir matem günü de değildir. Eskiden matem günüydü. Eskiden 10 Kasım'da içkili yerler kapatılırdı, şarkı türkü çalınmazdı.” diye neden söylenir durur Bülent Arınç?
Mehmet Ali Şahin niçin, “Ölenle ölünmüyor” der?
Hele “put” olarak gördükleri ulu önderden, “Atatürk büstü koymadan okul açılmaz. Okul açıp Atatürk büstleri koyarsak millet bize ne der? Allah bize gazap verir” diye niçin yakınır Feth-ullah.
Ya Atatürk’ü sevenler…
Ergenekon düzeniyle içeride tutsak olanlar…
Nazım Hikmet Atatürk’ü sevdiği için süründürülmedi mi?
Ya Denizler?
Atatürk’ü sevdikleri için asılmadılar mı?
Sevmek kolay değildir, “Atatürk, tam bağımsızlıktır”…