6 Eylül 2010 Pazartesi


ZEHİRLİ ZEMZEM (12)

Temmuz ayının sonu idi; “12 Eylül’e dek on iki yazı” diyerek başlamış, halk oylamasına kadar yazılarımızı Anayasa değişiklik paketine ayıracağımızı söylemiştik.
Sayılı zaman tez geçiyor. İşte son yazıya geldik.
Baştan söyleyelim, -başlığa kızanlar olabilir- zemzeme zehiri biz katmadık.
Dini, siyasete alet edenler kattı.
Halk oylaması günü olarak 12 Eylül’ü seçenler kattı.
Seçilen gün birkaç “kutsal gece”yi de içine alan dinsel bir süreçin yani üç ayların, halkın çoğunluğunun ibadete zaman ayırdığı Ramazanın ve bayramın sonu idi...
Açık açık olmasa bile baskın olan ve üç aydır din-iman edebiyatının karıştığı bir siyasi propaganda döneminden geçtik.
Halkımız zehirli zemzemle yıkandı!
Biz Trakya’da bu zemzemi pek hissetmedik.
Kim ne derse desin sosyal olaylardaki tutumu açısından Trakya’nın insan yapısı Anadolu’dan farklı. Tayyip işte bu yüzden Trakya’da miting yapamadı.
On iki yazımızda tam bağımsızlık dedik, cumhuriyet dedik, demokrasi dedik, hukuk dedik, takiyye dedik; “hayır” dedik...
Dedik de, çevremizde “evet” diyecek kimse ile karşılaşmadığımız için sanki kendi kendimizi tatmin ettik.
Trakyalı, Akp’nin Anayasa değişiklik paketindeki açık ve gizli sivil darbe maddelerinin, 12 Eylül ile hesaplaşma yalanı kılıfında halkın oyuna sunulduğunu biliyor.
Biliyor ki, Pazar günü oylayacağımız sadece bir anayasa değişikliği oylaması değil aynı zamanda bize dayatılmaya çalışılan bir “garabet”in reddi konusunda vatandaşlık görevimizin test edilmesidir.
Gözünü sevdiğimin Trakyası...
“Hayır” dediğinden olsa gerek; bölmek, parçalamak, bozmak için herkesin gözü üzerinde.